Multi Jet Fusion Teknolojisi

Prototip sektöründe eklemeli imalat alanında yüzey kalitesi, esnek yapısı ve özellikle de diğer eklemeli imalat teknolojilerine göre birden çok adetlerde uygun maliyetleriyle, Multi Jet Fusion, kısaca MJF olarak adlandırılan bu teknoloji, son zamanlarda sıkça kullanılmaya başlandı.

Eklemeli imalat tarafında şu anda üretimi termoplastiklerden metallere ve reçine hammaddelerine kadar birçok şekilde görebiliyoruz, ve tabi ki hammaddelerin üretim metodları da bununla beraber farklı olmakta. MJF teknolojisi de metod olarak tozlu imalat sistemleri içerisinde bulunuyor – orjinal adıyla “powder bed fusion- PBF”. Eklemeli imalat alanında karşılaştırmalar içerisinde en yakın SLS teknolojisi olarak karşımıza çıkıyor. SLS teknolojisinde yüksek güçlü bir lazerin üretilecek modelin katmanları hizasında sinterleme yaparak bir üretim sağlanırken, MJF teknolojisinde sıvı halde bir bağlayıcı ajanın püskürtülmesi ve bu ajanın UV lambası ile kürlenmesi temeli yatıyor. En sık tercih edilen üretim hammaddesi olarak iki teknolojide de naylon bazlı poliamid tozu kullanılmakta.

SLS tarafında çok daha fazla hammadde görebiliyoruz, karbon fiber katkılı, yanmazlık özellikli, alüminyum katkılı gibi ileri hammaddeler diyebiliriz. MJF tarafında da şimdilik Nylon bazlı PA11, PA12 ve cam elyaf katkılı PA12 GB hammaddeleriyle üretim yapılmakta. Fakat iş geometrisel hassasiyet, yüzeyde daha pürüzsüz yapı ve muadiliyle karşılaştırıldığında mekanik olarak çok daha iyi performans veren prototipler ile karşılaşıyoruz. Pazarda da talep edilen hammadde ile ilgili özel durumların nadir karşılaşıldığını düşünürsek MJF rakibi SLS’e göre kendini öne çıkarmakta.

Genel itibariyle prototip alanında MJF’nin yerine bakarsak katman izlerinin çok az seçildiği iyi yüzeyler sunan, ince duvar kalınlıklarında başarılı sonuçlar veren ve hassas üretim toleransları göz önünde bulundurulduğunda MJF teknolojisinin kendine sağlam bir yer edindiğini görebiliyoruz. Bütün bunlarla maliyetlerinin de performans ve fiyat oranlamasında yüksek olması tercih edilebilirliği yükseltiyor. Adetli, küçük ve hassas detaylara sahip parçalarda tercih edilmesi gereken bir teknoloji olarak önerebiliriz.

Peki hiç mi dezavantajı yok dersek tabi ki MJF teknolojisinde de dezavantajlar görebiliyoruz. Maliyetlendirme metodolojisinden ötürü yüksek et kalınlıkları olan ve tok parçalarda yükselen maliyetlerle karşılaşılabiliyor. Plaka gibi düz parçalarda üretim sırasında birçok sıcaklık değişkenliğinin olmasından ötürü burkulmalar görülebiliyor. Bahsi geçen burkulmaların SLS teknolojisinde de görüldüğünü belirtmek gerekir. Bir diğer nokta ise devasa parçaların üretimi de endüstriyel FDM yazıcılardaki gibi çok da mümkün olmadığını görüyoruz. Küçük ve orta boyutlu parçalarda hassasiyet yüksekken, büyük olarak üretilip birleştirilen devasa parçalarda toleransların arttığı görülüyor.

MJF hakkında birçok avantajın altını rahatlıkla çizebiliyoruz ve belirli talepler karşısında tercih edilmesi gereken doğru bir teknoloji olduğunu söyleyebiliyoruz. Fakat 3 boyutlu yazıcı alanında unutulmaması gereken çok büyük bir nokta olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Her teknoloji tipi ve üretim metodolojisi endüstride açık görülen bir alanı doldurmak için üretiliyor. Bu nedenle MJF diğer eklemeli imalat yöntemlerinin önüne geçecek gibi bir düşüncenin çok yanlış olduğunu söylemekte yarar var. Üretilecek parçada aranan detaylar, isterler, fonksiyonlar, hammadde gibi bir çok farklı husus çok iyi gözetilerek her teknolojinin faydalarından ayrı ayrı yararlanılabilir ve ihtiyaca en verimli şekilde hizmet eden prototipler üretilebilir.